BAGCILAROCAK
  ülkücü şehitlerimizin mektupları
 

Mustafa Pehlivanoğlu

 

Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yasa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı islemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkinizi helal edin. Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkin ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Sunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakindir. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.

Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkim varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.

Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.

Oğlunuz Mustafa

7 Ekim 1980


 

Ahmet Kerse

 

"Hakime küfrettim. Hakim put! Vicdanı adaletin görkemli sarayından, sarayın mücerret bekçisinden, görünmez koruyucularından azade.. Kişiliği silik...

 

Benim böylesi muğlak bir kişilikten ne alıp veremediğim var?

 

Baktı önündeki yazılı müeyyidelere, kırdı kalemi. Küçük dilinin dönmesi ile çıkardığı kahkahayı duydum. Onun haline güdüm. Güya sinsi gülüyor.

 

O kim, bilmem ne maddesi kim? Her şeyin vasıta olduğu bu dünyada, oluşlara basamaklık edenlere kızmaya hiç gerek yok.

 

Doğru olan, gücün ve tedbirin kar etmediği yerde durup tevekkül etmek, her daim ona sığınmaktır. Karanlığı aydınlık bilmek, mutlu olmasını öğrenmektir.

 

Her zaman ve mekanda Yüce Allah'a dayanmak biricik yol. Tabii yol bilene!

 

Allah'a iyi bir kul olmalıyım. Bütün uğraşım, çabam bu yönde olmalı. Şayet nasipse şahadet şerbeti içmek, beni bu mertebeye getiren mazimle Övünmeliyim.

 

Şehid olmak her er kişiye nasip değil! Bil kıymetini!

 

Bu büyük mertebeye ulaşmak için, Allah'ın sevgilisinden, Bedir harbine katılmak için izin isteyen sahabenin çırpınışları unutulur mu?

 

Cennet müjdelenmiş. "Ağaçları altında ırmaklar akan" güzide köşeler...

 

Hakikat bu!

 

Geçici zevklerin süslediği ve hayal olarak hafızalarda silikleşen, anlık dürtülerin ürünü, anlık süprüntülerin ne ehemmiyeti, ne kıymeti vardır?

 

Mutlak mutluluğa gark olmak varken, izafi saadetin çeşnisine kapılıp, kanmak, kandırılmak ne ayıp bir şey! Çok kötü bir hali

 

Hayır! kanmadım, kanmayacağım.!

 

O gün yeniden dirilişimdir, pak ve saf halimle. O an ölmek değil, yaşamaktır.

 

"Allah yolunda ölenleri ölü bilmeyiniz... Onlar diridirler!

 

"... Onlara cennet müjdelenmiştir."

 

Virajı dönmek ve has bahçesinin güllerini derlemek... Derleyeceğim renk renk gülleri sonra da koklayacağım doyasıya..

 

Ben ilk değilim. Uzayan zincirin bir halkası olacağım. Ardım sıra bu zincirin bir halkası olabilmek için didinenler, çalışanlar çok. Heyecanlı bekleşen kalabalık var.

 

Allah'ın eli! Bu davanın üzerinde.

 

Tökezlemek, sürünmek, yakalanmak yok.

 

Sinemiz demir, yüreğimiz çelik, kötülükleri boğmak, iyilikleri yaşatmak İçin hep mücadele, hep mücadele... Bir an olsun bile gaflet uykusunda kalmak yok.

 

Gafleti sevmek, şeytanın çelmelerine kanmak ölümdür. Gerçek Ölüm!

 

Doğruyu insanlara duyurmak için savaşmak lazımdır...

 

Anam köyde. Son günler sık sık rüyama girer oldu. Ağlamaz anam hep güler. Bir şehid anası olacak, keyfi bu yüzden. Heyecanı, gönlündeki haz ılıklığı bu sebepten...

 

Titrer anam, elleri ile bazı kereler yüzünü örter. Ben idam sehpasına yürürken anam karalar bağlamaz. Bilir, inanır ki, oğul ölmedi, yaşıyor. Bu dünya hancıların konakladığı bir misafirhane.

 

Buradan göç eden bir başka alemde, ebedi yurt evinde yaşar.

 


Anam yeşil yemenisini hiç başından eksik etmez. Allah örtünün dediği için Örtünür. Anam ülkü sahibi yiğitleri över.

 

Babam da öyle.Babam süslü hayat yaşamak uğruna zillet, illete boyun eğen bel kıvıran, yılanlaşan insanları sevmez.

 

Kötülerin baş düşmanıdır.

 

insan Allah'a inanmadıkça, yüce ülküleri yakalamak için cehd ve gayret sarfetmedikce o adama insan denmez.

 

Hele halife hiç denmez. Her adam insan değil, her insan da halife değil! Bu biline!

 

Sabırsızım, içimde sevinç coşkusu, kulaklarımda Kur'an kıratı... Ben uçmak istiyorum, uzaklara, pak mekanlara, gül ekenlere, çiçek dikenlere uçmak...

 

Bükülmeyeceğim, kırılmayacağım. Bu emanet olan "ben"i yüce yaradanıma helali ile teslim edeceğim.

 

Ölsem bile ölmeyeceğim. Varın siz anlayın!

 

Ben insanlara dayanmadım ki, yıkılayım, insancıklardan medet ummadım ki, zarara ziyana gireyim.
Ezel ve ebed olan Yüce Mevla'ya gönül verdik.

 

Onun içindir ki, bu dava sönmez, bitmez, çapulcuların çökmesinden, kaçmasından etkilenmez...

 

İlay-ı kelimetullah! diyen diller lal olmaz.
Allah diye inleyen güller solmaz.
Tekbir getiren, teşbih eden güller solmaz.
Susmayacak Hakk'ın dili!"

 

Ahmet Kerse, Gaziantep Cezaevi



 

 

 

Selçuk Duracık


İDAM EDMEDEN ÖNCE YAZDIĞI MEKTUP


Bismillahirrahmanirrahim Rahman ve Rahim olan Alllah'ın adıyla...

 

Devamlı var olan, O'ndan O'nunla varlıkta duran, varlığın başlangıcı olmayan...

 

Zatında, sıfatlarında ve işlerinde benzeri olmayan, yaratılmışların hiçbirine benzemeyen, Diri, Bilici, İşitici, Görücü , Gücü Yetici, Söyletici, Yaratıcı olmak, sıfatlarına sahip olan Allah u Teala'ya yarattıklarının sayısı kadar hamd-ü senalar olsun, "inşallah".

 


Bütün dualar ve iyilikler, O'nun Peygamberi ve en sevdiği kulu, velisi, insanların her bakımdan her güzeli, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz'e, yıldızlar kadar parlak olan sevgili aline ve ashabına bunları sevenlere, izlerinde gidenlere, İslamiyet'in muzafferiyeti için şehit düşenlere olsun, inşallah.

 


"Es-Selamü Aleyküm" Pek muhterem babacığım ve anneciğim.

 

Gönül dolusu sevgi; hürmet ve hasretle kucaklaşır, muhabbetlerimle her iki ellerinizden öperim.

 


Ayrıca Hüseyin abime, Yüksel ve Gülsen kardeşlerime, muhterem dedeme, anneanneme, teyzeme, dayılarıma, yengelerime ve halalarıma ayrı ayrı selam eder, sevgi ve hürmet ile büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Cümle Ümmet'i Muhammed ile birlikte sizlerinde sağlık, sıhhat, saadet ve metanet üzere olmanızı Rahman ve Rahim olan Rabb'imden can-ı gönülden niyaz ederim.

 


Muhterem babacığım ve anneciğim, bu mektubu son ebedi yolculuğumuz olan Allah'ın huzuruna çıkmadan önce yazmış bulunuyorum. Yüce Mevla'm sizlere sabır ve dayanma gücü versin. Benim ve sizlerin başına gelen her ne ise, Cenab-ı Mevla'mızdan gelmiştir. Onun için sabır edin, şükredin ki, geçmiş ve gelecek günahlarımız, Mevla'mın vermiş olduğu musibetlerle temizlensin.

 


Aksi halde sabır etmezsek, Mevla'mızın daha çok musibet belaları üzerimize gelir. Onun için hiç üzülmeyin. Çünkü Yüce Mevla'mız bir Ayet-i Kerime'de şöyle buyurmaktadır: "Kullarımdan birisine bedeninde veya malında veya evladında bir musibet yönelttiğim zaman, sonra da o da güzel bir sabır ile karşılarsa, kıyamet günü onun için mizam kurmak veya onun için defter açmaktan haya ederim." Durum böyle olunca bizlere güzel bir sabır ve şükretmek düşüyor.

 


Yine Yüce Rabbimiz "Ben musibetleri sevdiğim kullarıma veririm" buyurmaktadır. Böyle olmasaydı Yüce Peygamberimiz musibetleri vermezdi. Hatta Yüce Peygamberimize (S.A.V.) Efendimiz duasında şöyle diyor: Ya Rabb bana yakın ver ki, musibetler bana kolay ve hafif gelsin.

 


"Rivayet ediliyor ki, Süleyman (Aleyhisselamın) oğlu vefat etti, Süleyman (A.S.) bundan dolayı çok üzüldü. Bunun üzerine iki melek kendisine geldi. Birisi dedi ki: "Ben tohum ektim, biçecek zaman geldiğinde buradan bir adam geçti, ziraatımı mahvetti" Bunun üzerine Süleyman (A.S.) diğerine sordu: "Sen ne diyorsun?"

 


O da dedi ki: "Ben caddeden yürüyordum, ziraatin üzerine geldim. Sağa ve sola baktım ki, yol ziraatın önünden geçiyor." Süleyman (A.S.) ziraatin sahibine: "Neden yola ektin, bilmez misin, millet için yol gereklidir." Ziraat sahibine de: "Sen niye çocuğa üzülüyorsun, bilmez misin ki ölüm ahiret yoludur?" dedi Süleyman (A.S.) gafletini anladı, Rabbine tövbe etti.

 


İşte babacığım ve anneciğim, sizlerde sakın üzülmeyiniz. Yüce Mevla'mıza sabır ve şükrediniz. Bizim için böylesi daha hayırlıdır belki, bunu bilemeyiz. Mevla'mız günahlarımızı affeylesin inşallah.

 


Peygamberlerden bir tanesi Rabbine şikayette bulunarak dedi ki; "Ya Rab... Mümin kulun sana itaat ediyor. Günahlardan uzaklaşıyor, sen ondan dünyayı alıyor, ona bela veriyorsun. Kafir kulun günahkar oluyor. Sen ondan belayı uzaklaştırıyorsun. Dünyayı onun için yayıyorsun. Bu nasıl olur?.. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, o peygambere vahy göndererek, buyurdu: "Kullar benim. Bela da benimdir. Her birisi benim hamdimde tesbih eder. Mümin kulumun üzerinde günahlar olur. Ben dünyayı ondan alır, belayı veririm.

 


Bela o kulun günahlarının kefareti olur. Ta ki, benim huzuruma gelinceye kadar. Huzuruma geldiğinde de sevaplarının mükafatını ona veri-rim. Kafirin de sevabı olur. Onun rızkını genişletirim. Belayı ondan uzaklaştırırım. Sevaplarının mükafatını dünya ile ona veririm. Ta ki, benim huzuruma gelinceye kadar. O zaman da günahları ile cezalandırırım."

 


İşte böyle babacığım ve anneciğim. Sizler ne kadar çok sabrederseniz, ben de ebedi istirahat hanemde huzurlu ve rahat olurum, inşallah. Bir Hadis-i Kutsi'de şöyle buyrulmaktadır: "Ey insanoğlu! belama sabreden benden razı olmuş olur. Sabretmeyen, nimetlerime kanaat getirmeyen kendine başka "Rabb" arasın. Ey insanoğlu! Belama sabreden benden razı olur."

 


Sizlerin sabredeceğini biliyorum. Eğer beni biraz seviyorsanız sakın ağlamayınız, üzülmeyiniz, Çünkü Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: "Ölümü üzerine yas tutulan kimse, kıyamet gününde bu yüzden azaba uğratılır."

 


Sizler de benim azap, görmemi istemiyorsanız sakın ağlamayın ve yas utmayın, beni ebedi istirahat hanemde rahatsız etmeyin. Dualarınızla beni rahatlatın. Sizler ne kadar sabrederseniz beni o kadar sevindirmiş olursunuz. Dualarınız için şimdiden Allah (c.c.) sizden razı olsun, "inşallah". Muhterem babacığım ve anneciğim.. Yüce Mevla'mız nasip et ki, sizleri son olarak görmeyi biz aciz ve garip kullarından esirgemedi. Sizlere ziyaretle söylemek nasip olmayan helalleşmemizi artık burada yazmak istiyorum.

 


Canım babacığım ve anneciğim, biliyorsunuz ki, babanın ve annenin hakkı evlatlar üzerinde çok büyüktür. Ben oğlunuzu bu yükten kurtarın ve hakkınızı helal ediniz ki, bizler de Mevla'mızın huzurunda perişan olmayalım. Ayrıca dedem, anneannem, teyzem, dayılarım, yengelerim, halalarım, Hüseyin abim, kardeşlerim Yüksel ve Gülsen de üzerimde olan haklarını helal etsinler. Beni soran, seven akraba ve Müslüman kardeşlerimizle de benim için helallesin. Beni bu büyük yükten kurtarın. Benim hakkım varsa hepinize helal olsun.

 


Muhterem babacığım ve anneciğim, Cenab-ı Mevla'mız sırasıyla hepimizi huzuruna alacak. Sizler sabr ve şükrederseniz, orada inşallah beraber olacağız. Yüce Rabbimiz cümle ümmeti Muhammed ile birlikte bizleri de dergahına kabul, rızasına mazhar, Yüce Peygamberimiz (S.A.V.) şefaatine nasip edip, ebedi saadete ulaşmak nasip eylesin inşallah.

 


Muhterem babacığım ve anneciğim, burada aciz satırlarıma ve mektubuma son verirken Cenab-ı Allah (c.c.)'m rahmeti, mağfireti, af, feyz ve bereketi, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin şefaati sizlerin ve cümle ümmetinin üzerine olsun, inşallah. Allah (c.c.)'a emanet olunuz.

 


Ölüler için yapılan dualar, nurdan yapılmış tabakalarla onlara takdim edilir. (Hadis-i Şerif)

 

Ölümü üzerine yas tutulan kimse, kıyamet günü bu yüzden azaba uğratılır. (Hadis-i Şerif)

 

Ölüye, kendisinin üzerine yas tutulması sebebiyle, kabirde azap olunur. (Hadis-i Şerif)

 


Yüce Rabbimize kavuşuyoruz. Onun için bizler üzülmüyoruz. Sizler de üzülmeyin.

 

Aciz ve garip oğlunuz

SELÇUK DURACIK

Haziran 1983

 

 
 
  Bugün 7 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!  
 


Siteni Ekle
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol